sofar sounds!
bir evin salonunda, tanımadığımız insanlarla, ellerinde şarap, bira ve bilumum içecekle küçük bir sahneye bakıyoruz. hepimiz gizli bir tarikatın üyesiyiz. buraya özel olarak davet edildik. birazdan sahneye birileri çıkıp bir şeyler söyleyecekler. ne olduğu önemsiz.
sofar’ı ilk istanbul’da duymuştum. o dönem katılmayı çok istiyordum, çünkü çok güzel isimler sahne alıyordu. ama kısmet olmadı. bir davet alamadan şehirle vedalaştık. melbourne’a ilk geldiğimiz zamanlar, yerleşme ve barınma ihtiyacını giderdikten sonra, sosyalleşme ve eğlenme ihtiyacı baş gösterdi. e tabi insanoğlu bu. hep bir şeylerin peşinde. mazlov’un basamaklarını atladıkça yeni basamaklar yaratıyor kendisine. geçen ay o basamakta koltuk almalıyız vardı zira sandalyede oturmaktan belimiz evrim teorisini destekleyen en önemli kanıt olmuştu. onu hallettikten sonra sofar melbourne aktivitesine üye olduk.
geçtiğimiz ay evde oturmuş film izlerken bir mail geldi. sofar’da yedek listedeydik ve birileri gelmeyeceğini beyan etmiş, bizi çağırıyorlardı. filmi yarıda kestik, pijamalardan kurtulup, gizli saklı mekana hareket ettik. mekan gizli, konsere bir gün kala asil üyelere mail ile bildiriliyor. ilk sofar deneyimimizdi. gittiğimiz mekan bir teksil atölyesiydi. içeride gömlekler, kazaklar, kıyafetler, bir sürü top kumaş bulunmakta idi. küçük bir alan yaratılıp, sahne ve izleme yeri olarak ayrılmış. mekanın ev sahibi hintli abimiz önce evini önermiş ama küçük bulununca bu sefer iş yerini açmıştı. çok da güzel yapmış. güzel bir deneyim oldu.
neyse aradan bir ay geçti. önceki gün bu ayki sofar için ana davetli olduğumuz maili geldi. bu sefer de brunswick semtinde bir mekandaydık. önce niye ev değil de mekan diye kızdık kendi aramızda. çünkü sofar genelde evleri kullanan bir organizasyon. ama mekana gittiğimizde tüm düşüncemiz değişti. nedeni ise mekanın tarihçesindeydi. çok çok eski zamanlarda açılan bu yer, müzik yapan herkese prova yapma, konser verme imkanı vermesi amacı ile açılmıştı. ve çok da güzel dekore edilmişti.
ilginç bir noktada iki hafta önce blogda da yayındağımız save water drink beer başlığında dile getirdiğimiz nehir ve çevresini temizleme etkinliğinde tanıştığım stella isimli hatunla burada da karşılaştık. yanında bir arkadaşı daha vardı. gülce ile bolca sohbet ettiler. hatta etkinlik bitip tramvay istasyonunda beklerken stella’nın arkadaşı ile bir daha karşılaştık. karşılaşmaception oldu yani.
günün sonunda sofar’da güzel şarkılar dinledik, güzel insanlarla karşılaştık. umarız bir sonraki sefere de gideriz.