Kalk Appiah kalk, Allah’in dedigi olur

Merhaba okuyucu,

Yalan yok, gunun 3. Chardonnay sarabi icilirken yazilmakta bu yazi. 30lu yaslarin basinda, az biraz Cihangir ortamlarinda takilmaya baslayinca sarabin sadece kirmizi ve beyaz diye tanimlanmadigini ogrenmeye baslamis bu bunye, onca saraptan sonra anca Shiraz’I ogrenmisti. Yillarca sectigi sarabi tanimlarken ya boyle buruk, hani Sairin kekremsi dedigi gibi sanki, kivamini anlatmak icin de muhendis kafasi ile vizkositesi yuksek falan gibi konusuyordum mal mal. Ona da “full bodied” ya da bizim dilimizde “tam govdeli” dendigini ogrenmemin tarhcesi de bir kac sene onceye dayanir sunun surasinda. Heh, iste bunlari ogrenirken sarapta kirmizidan arabada beyazdan (satarken rahat olur) diyen bunye sicak memlekete gelince beyaz sarap icmeyi ogrendi, ortamlarda bir  chardie falan deyip ahkam kesti. Neyse efendim, guzel sarap, iciniz! Hayyam olsam sadece saraba degil Chardonnay’e ve Shiraz’a ozel yazardim rubaileri.

Kutsal noel tatilimiz dun itibari ile basladi. Ulkenin ve eyaletin cesitli yerlerinden bizim bolgeye ve dahi kasabamiza akin akin gelen tatilciler akillara “halk sahillere akin etti, vatandas denize giremiyor” veciz sozunu getiriyor. Minnak kasabamizda bildiginiz insan ve araba trafigi olusmus durumda. Herkes su anda sahilde yayilirken, biz Bodrum’da yasayip “ay biz Eylul’de herkes gittikten sonra gireriz denize” diyen emekli albay ve esi edasi ile evimizde oturup, Tayfun’un tabiri ile pasifik ruzgarinin tadini, eypio dinleyip sarap icererek cikariyoruz. Cunku, tatil insanin caninin istedigi anda istedigini yapmasi degil midir?

Festive season dedikleri, hayatin Christmas’I beklemek, onun icin gun saymak,heyecanlanmak, onden kutlamalar yapmak ve sonsuz Christmas sarkilari calmaktan ibaret oldugu gunler Aralik basi civarinda basladi. Buyuk sehir degil bizim buralar, oyle sasali isik gosterileri, susler pusler olmuyor. Ama kendi capinda kucuk etkinlikler var tabii. Sanirim burayi eski evimiz olan Melbourne’den ayiran en temel seylerden biri de guney yarim kurede noel ve yilbasinin sonuna kadar farkini ortaya koymasi. Nehrin okyanusa acilan bir bolgesinde isiklar ve ilginc suslerle bezenmis yat, bot, gemi, suda yuzabilen her aracin toplasip gecit yapmasi… Yuzlerce, cidden yuzlerce motorsikletlinin noel baba sapkasi, yesil sortlar, susler ve kornalarla gecit yapmasi, noel babanin ucaktan skydive yaparak sahile inmesi ve can kurtaran arabasi ile tur yapmasi ve daha niceleri…

Aslinda yazinin basina oturdugumda bir Almanak yazisi yazmak vardi aklimda ama kac paragraf yazdim daha konuya girememisim. Tayfun’la yatan, savas ve baris yazarak uyanir galiba. (Bu da enteresan bir nokta simdi farkettim. Biz birisi bir yere cok uzun yazdigi zaman ya da yazmamasi icin uyaririrken vs, destan mi yaziyorsun, destan gibi yazmayin deriz yah ani. Burada da iste “war and peace” olmasin tabii diyorlar mesela. Iste onun Tolstoy’u varsa bizim de Ergenekon olsun Gilagmis olsun destanlarimiz var.) Bizde azicik edabiyat biligisi olanlar, “ han duvarlarini mi yaziyorsun amk” der sanki.

Ne diyordum, Almanak. Bu da acaba en son bizim kusakla bitmis ve yeni nesil tarafindan goz devirerek “ boomer!” diye tepki verilecek bir gelenek mi? Cok severim. Cocukkken de severdim. Yilbasina dogru televizyonlarda Yilin enleri vs olur magazindan, buyuk olaylara vs. Iste benim minik dunyamda buyuk, beni etkileyen seylerden tut da kimsenin zerre merak etmedigi bu sene yedigim en iyim yemek gibi bir yazi iste…

Bit artik 2020… Bit artik 2021… Offf  2022 ne pis yilmissin ya, bit artik diye diye ne umutlarla 2023’e girdi milyinlar, milyarlar. Aramizda tarrak gibiligin yillarla degil bizzat bizle ilgili oldugunun farkinda olan kucuk bir grup kenarda oturmus, cetele tutuyordu. Evet, heyecan ile bekliyorum sosyal medyadaki #bitartik2023 paylasimlarini… Iste her sene bu geyiklere gulup gecerdim, bu sene notr ve donuk kaldim. Sanirim suc 2023’un degildi, suc benim dunyaya gelisimden bugune dunyanin gune etrafinda kac tur atmis olmasinda… Sanki yas almak ( cok seviyorum bu tontis tabiri, haaaaayir yaslanmadik yas aldik, he tamam yas aldik) boyle bir duygu ve kabullenis yukluyor. Diyor ki “ sevgili mal, her zaman seni cok uzen ve cok mutlu eden seyler olacak. Hatta belki sen yas aldikca uzen seylerinde sayisi artacak ama tuhaf bir sekilde devam edeceksin, diger guzelliklere tutunarak. O nedenle bit artik 2078 diyecegine, gunesin dunyanin turunu sayacagina, bak iste sen keyfine”.

Oyle diye dursun o, biz yine de bir bakis atalim 2023’e… Her Yilin bir fotografi olsa, sanki benim icin 2023 su olur. “ Kalk Appiah kalk, Allah’in dedigi olur” aninin fotosu. (Bilmeyenler icin bkz.  (Kalk Appiah, Kalk Allah’in dedigi olur eksi sozluk)

Hic girmeyelim detaylara, hatta belki ayip da ediyorum ama, biliyoruz hepimiz neyden bahsettigimizi ama boyle yavsak yavsak yazarken burada anmayi ayip buldugum uzuntuler, acilar ile sarsildik, hepimiz. Yilin neredeyse ilk yarisi cogumuz icin aci,huzun.utanc ve caresizlik, ofke ve hepsinin karisimi ile dolu gecti. Bazilarimiz icin hala oyle devam ediyor, maalesef.

Kisisel dunyamda, benim de kaybettigim sevdiklerim, buyuklerim, kalbimi acitan hastaliklari olan sevdiklerim, uzen haberler oldu… Ama iste Appiah gibi yerden kalkmak lazim diye, yukardan seslenen biri oldukca, elimi tutanlar sayesinde kalktim… Bunlari yazmasam olmazdi, sahte olurdu. Sana yazmiyorum ki ben sadece okuyucu, yillar sonra okuyup utanirdim kendimden. Ama derinine de inmeyecegim simdi.

Hadi simdi kimsenin zerre merak etmedigi, hem dunya icin hem benim icin kucuk mevzularina gelelim 2023 Almanak’inin. Belki buralarda bir noktada herkesin sevdigi es-yazarimiz Tayfun’u de davet ederim el atsin da toparlasin bu nereye gittigi belli olmayan yaziyi diye.

An itibariyle Yolda grubunun Su adli parcasi caliyor. Bir link birakalim buraya bir yere.(birakiriz bi ara- 2083 gibi hatirlatin) Dondum yuzumu suya, dondum 30 yasinda sozlerini sanirim 32-33 yasinda dinlemis cok sevmistik Tayfun ile. Insan yuzunu suya donmeli. Bu ne demek biliyorum ama anlatamiyorum. (Hello Orhan Veli)

Bu sene Spotify bana Vampir dedi. Neymis cok dark dinliyormusum, yav sen buna inandin mi okuyucu. Ama niye, yolda arabada vs tayfunun spotify’den gelsin Eypiolar falan ben tekken demek vampire bagliyorum. Eypio bu sene benim icin Yilin ismi oldu desem yeri. Tayfun gelip yazmadan soyleyeyim evet kendisi gecen sene bu zamanlar bana dinletmisti, guilty pleasurim diyerek. Oglum dedim ne guilty’si.. Cok iyi bu, valla cok iyi. Cok cok guzel bir suru sarkisi var ama “korkuyorum hayattan” benim bu yilima damga vurdu. (Buyudukce hayat bir dandik geliyor.. zaman kuresel isinmada buz gibi eriyor… kucukken hem de hayattan saklanmak, yikilma kalk) . Ha,yanlis anlasilmasin biz de rapi Tayfun’dan ogrenecek degiliz, eski Saglam Sagopaciyiz biz de…

E baya bir zamani koltukta tuneyip, Netflix karisinda zihin bosaltarak gecirdik. Yilin en iyi dizisi “Ya ben izledigim seyleri unutuyorum, kesin bunu yazip yayinladiktan sonraa “aa su da vardi ya” diyecegim. Firefly lanes girls… Neden cunku benim canim kiz arkadaslarim.. Iki cok yakin kiz arkadasin hikayesi. Gule aglaya izledim. Ve enc ok ozledigim sey olan kiz arkadaslarimi hissettirdigi icin belki de cok sevdim.

Selamlar okuyucu, evet ben geldim, tayfun, hain kostok gibi girdim yaziya arada resmen. Gulce diyo ki almanak yaziyorum, gel sen de katil. Almanak diyince ben boyle almanyada dogmus bir kurte, sen nerelisin diye sormusum da, o da o kemikli surati, yamuk burnuyla, beni allahima kavusturmadan once “biz almanak gardas, sen nerelisin” demis gibi degil mi daha cok. Cok mu ofansif oldu? Olsun amk ya. az bi gulelim. Yillarca bana “giresunlu bu, gotu yere yakin olur, korkucan bunlardan” seklinde yapilan esprilerin bi karsiligi olsun. Giresunlu, hetero, sunni, et yiyen bir erkek olarak hic bir azinliga mensup degilim, ofansif espri yapmak en son benim hakkim mi dedin okuyucu? Canin sagolsun, oyle olsun.

Almanak tutmada Melbourne konsoloslugu gibiyimdir okuyucu. 29 Ekimde, cumhuriyetimizin 100. Yilinda kendileri soyle bir tivit atmisti: “Viktorya’da, Bati Avustralya’da, Guney Avustralya’da, Tazmanya’da ve dunyanin her yerinde Cumhuruyetimizin yuzuncu yili tum milletimize kutlu olsun. Bu gurur hepimizin. Buyuk Ataturk, Turk millet sana minnettardir.” Simdi bu sana bir sey ifade etmemis olabilir tabi. Avustralyanin bir kac tane daha eyaleti ve topragi var, onlari tivitte yazmamislar, misal bizim yasadigimiz Queensland gibi. Usenmis konsolosomuz. Almanak tutmada onlar gibiyimdir derken ben de bunu kastediyorum. Sikilirim ben de. Bir seyi madde madde yazamam. Bir sozelci olarak bu dedigim kendimle celisebilir ama zaten sinavlarda da bu sekilde sikildigim icin cevaplari yarida biraktigim vakidir. Demem o ki ne yasadik yine ya.

Depremlerle sarsildigimiz, aglamaktan helak oldugumuz, duvarlari yumrukladigimiz, uyku uyumadan tvnin karsisinda oturdugumuz o gunler bu senenin ve her senenin ozeti olmali. 99 depremi oldugu gunun ertesi gunu, henuz 18 yasinda bi denyoyken, ertesi gun ise gitmistim. Bagdat caddesinde bir araba galerisinde office boyluk yapiyordum. Bankaya git, makbuzu al, muhasebeye in sana bisi vercekler onu findikliya sskya gotur falan gibi isler yapiyordum. Sonra nuri abi geldi, satis muduru. Niye geldin oglum, deprem cok kotu, eve git, durma burda dedi. Kendisinin niye geldigini o zaman da sormamistim, simdi de sormuyorum.

Insan her seye alisiyor lan. Alismak zorunda. Yoksa hayata devam edemiyorsun ya. kalk Appiah kalk allahin dedigi olur, cok guzel bi laf bu anlamda hayata devam etmek icin. Buyuk olaylarda allah, kucuklerde evrene enerji. Isler boyle yuruyor. Gulce size bahsetmedi ama bu surecleri asmamizda Mesut sure’nin cok faydasi oldu. Mesut Sure’yi cok seven insanlariz zaten. Ama son zamanlarda daha bi sevdik, her yaptigi isi izledik, dinledik, gulduk. Rabarba olsun, meksika acmazi olsun, ailemizden birisi gibi oldu.

zaten kucuk ailemizde cok fazla insan yok, her seyi kendi kendimize hallediyoruz. Sonucta vatzap falanla arkadas es dostla gorusebiliyoruz. Geri kalan her zaman ve anda beraberiz. Gecenlerde turk milli takimi avrupa sampiyonasina gitmeyi garantiledi ya, benim kanka kisisi de kafasi guzel, laylayalyalaya diye aradi beni, gidelim lan dedi, almanyaya gidelim, avrupa sampiyonasini yerinde izleyelim dedi, biz hep almanak dedim, guldu, anlamadi, kafasi guzeldi, gidelim lan dedim. Sonrasinda ben isi ciddiye bindirdim, arastirdim baktim, uefa denilen mafia olusumu biletleri satisa cikarmiyo, cekilis yapiyo, sen kafana gore gurup asamasindan finale kadar maclari seciyorsun, cekiliste hangileri cikarsa, o maclari aliyosun. Ben de girdim katildim, kanka kisisine bildirdim o da katildi, yetmedi, gulcenin adina da basvurdum. Sonucta bize bir kac mac cikti. Uefa denilen mafia diyorki, sectigin su maclar cikti, ama tek tek mac secemezsin, hepsini almak zorundasin, yani on mac ciktiysa, on maca da bilet almak zorundasin, bir de kac kisi gittigini seciyorsun, biz uc kisi demistik. Bi de diyo ki 48 saat icinde bunlari alman lazim, yoksa daha alamazsin. O sirada ben de kanka kisisine mesaj attim, hic benlik bir hareket olmayarak tek tek aciklamali, su mac, su sehir, su tarih falan diye belrttim, 48 saat olayini da anlattim. Bu arada biletlerde takim yok, A1, B2 falan diye aliyosun, turkiye maci var mi yok mu belli degil. “ya kanka, simdi bizimkiler yok ki, nasil olacak” diye bi mesaj geldi once. Kanka alalim gitsin dedim, ertesi gun zaman dolmaya yakin iki kere aradim, acmadi. Ariycam kanka diye bi mesaj atti. Bir bucuk ay oldu, arayacak. Dusuk butceli “the banshees of inisherin” yasiyoruz. O arada biz biri berlin biri gelsenkirsen olmak uzere iki bilet aldik, seneye almanyada, almanak diye diye gezecegiz isalla. Gelsenkirsen demisken erol evgin’I bir daha sevgiyle aniyoruz, “gelsenkirsen’I bana sor, sensiz nasil yasarim bir de bana sor” tani artik bu blogu okuyucu.

Tabi hal boyle olunca-yani kanka kişisi benle irtibatı kesince- gulce de ustune vazife edindi. Gecen gun arabada gidiyoruz, bir sessizlik oldu, peyk caliyodu muhtemelen, gulce dedi ki “istanbulspor baskani takimi sahadan cekmis, ne diyon” canim benim ya, yalniz kaldigimi dusunuyo, uzuluyo. Benim kahve muhabbeti acigimi kapatmaya calisiyor. Kalk Appiah kalk allahin dedigi olur dese daha iyiydi.

Eypio dinleyerek gecirdigimiz bir yil boyle gecti iste okuyucu. Pasifik gunesi altinda, okyanus dalgalari, balinalari izleme, bira icme, fish and chips yeme ve slow horses izlemeli bir yil oldu kendi adima. Bir de gec de olsa sayisalci olur siber guvenlik okuyarak “sys admin” title’I olan bi ise girdim. Hayat ne tuhaf, vapurlar falan.

Yaziya zorlamali, kelime esprili “Almanaklarini Koruma Dernegi” gibi bir baslik dusunmustum. Ama bu yazi, Turk destanlarindaki kahramanlar gibi adini hak etti. Ben de Dede Gulce Korkut olarak, boy boyladim soy soyladim. Bundan sonra senin adin “ Kalk Appiah, kalk; Allah’in dedigi olur!”

Herkese mutlu seneler olsun, hadi bakalim saglickla kalin bozkirin tezeneleri.

Aileinizin blogirlari Gulce ve Tayfun.

Yorum bırakın