Roots and Wings
Kanatlar olabilecegin hersey, gidebilecegin heryer… Kokler ise nereden geldigin, kimlerle baglarinin oldugu….
Derler ki: “anne -babalarin evlatlarina verebilecegi en onemli 2 seydir kanatlar ve kokler.. Nereden geldiklerini hep akillarinda tutarak istedikleri gelecege ucabilmeleri ve istedikleri kisi olabilmeleri icin..”
Oysa gercek bundan birazcik farklidir..Koklerimizi sulayarak, besleyerek saglamlastiran ve bizlere sunan ailelerimiz, biraz fazla sevgiden, belki biraz korkudan, belki bencilce belki korumacilikla , cesitli nedenlerle bize kanatlarimizi vermezler.. ya da en azindan ya kirik kanatlar, ya tek bir kanat verirler.. cok o kadar da koklerden uzaklasayalim diye… kimisi de kanatlarimiza ip takar gidebilecegimiz mesafeleri kontrol edebilmek icin… Cunku sanirlar ki kanatlanip ucmak koklerinden kopmaktir.. bir baska topraga kok salmak,ya da hic bir daha kok salmamacasina topraga degmemektir…
Ama biz agac degiliz ki.. Koklerimizden kopunca olmeyiz ki.. Koklerimizi de yanimiza alip kanat acabiliriz olmak istedigimiz kisi olmaya, gitmek istedigimiz yere gitmeye.. Ya da bir yere gitmeden sadece kanat cirpmak icin kanat cirpmaya Marti Jonathon ile birlikle suzulerek…
Simdi ne anlatiyor bu Kadin yahu dedin di mi okuyucu? ( Kadin dedin cunku belli ki bu ailemizin muzmin blog yazari Tayfun degil, zira sıkıcı) Dun Tayfun’a “ hele ahretlik bak 2 sene olmus, ne hissediyorsun, neleri ozledin deyip 2 kalem salla” diye gaz verirken ben de aslinda kafam da birsuru seyi tartiyordum.. Oldurucu darbe Tayfun’dan geldi, tamam yazayim da sen de yaz biseyler bu sefer diye…( Tiraj kaybini goze aldi sanirim :))
Dun aksam o bilgisayar basinda klavyeyle gures tutuyormuscasina yazarken ( evet baya baya vuruyor tuslara) ben de telefonumun not bolumune biseyler karalamistim.. Ama dedim dur ben bunun uzerine bir yatayim ( yok hayir telefonun uzerine yatmiyorum)…
Sabah benim icin cok anlamli iki kelime ve kafamda bir resim ile uyandim.. Roots and Wings..Kokler ve kanatlar.. ( Resim de suna benzer birsey idi..) Resim demisken, ben ara sira sirf kafam dagilsin diye sulu boya resim yaparim. Ha resim deyince baya resim sanmayasin okuyucu, bildigin renkleri birbirine katip manasizca kagit uzerinde bulusturuyorum.. Iyi geliyor.. Ama yetenek konusunda gelismekte olan kavramindan bile cok geride oldugumun da son derece farkindayim.. Gectigimiz dogumgunumde canim cigerim, o kendini biliyor arkadasim sagolsun cok ince bir dusunce ile bana hediye olarak bir suluboya workshop katilimi almis.. Gittim katildim, cok da keyif aldim.. Dedim ki ya kafamda bir resim var ben onu yapayim da hediyeye iade-i hediye olarak vereyim.. ( oyle de inceyim..) ama iste yetenek faktorunu hesaba katmamisim.. olmadi be okuyucu. Valla cok komik oldu. Ama olsaydi asagidakine benzer bir sey olacakti…Neyse, bu konuyu dagitarak yazma taktigini de Tayfun bey taktigi olarak literature gecirdik (gerci zaten bilinc akisi ile yazma diye bir Teknik var ama caktirmayin siz)

Ne diyorduk..Kokler ve Kanatlar…Ne diyorduk … 2 yil olmus biz buralara geleli.. E simdi nasil baglicaksin bu iki konuyu diye sormayin hic, belki de baglamam..Butun konular da bir yere baglanmayiversin canim.. Havada salinsin oyle..
Dun kendi kafamda minik bir muhasebe yapmaya calisirken gectigimiz 2 yila dair, kendimi 2 yildan cok daha geriye gitmis ve sonuclara varamasam da sorulara varmis buldum.. Bazilarinin cevaplari var bazilarinin yok.. Kim bilir belki sizde vardir o cevaplar…
Ilk su soru dustu aklima.. Geldigimiz ilk gunlerden itirbaren uzunca bir sure sevdiklerimizin dostlarimizin sordugu ( ancak muhtemelen kendi kafalarinda artik kapattiklari icin olsa gerek artik sorulmayan bir soru) : “ Eee nasil, yerlestiniz mi?”
Yerlestiniz mi? Simdi ben bu soruyu yedi sulalaesine kadar parcalara bolmeden, ardindan onlarca daha soru sormadan birakir ya da cevaplar miyim saniyorsunuz.. Tabii ki hayir.. Bana mutlulugun resmini cizebilen Abidin’e sorarim ben de “ Bana yerlesmenin resmini cizebilir misin Abidin” diye.. ( Abidin sanki siparisle is yapan ailemizin resssami tobe tobe..) Sahi yerlesmek nedir? Ne zaman yerlesmis sayilir bir insan bir yere? Ev tutup esyalari da alinca mi? Geride biraktigi hayatindaki ayni standartlara tekrar erisince mi? Standart hayat takip listesini yeniden ya da ilk kez tamamlayinca mi? Ev; tik, araba-ehliyet; tik, is: tik vs vs vs… Sagi solu ogrenip mudavim mekanlar edinince mi ? Ayrica sadece bir yere mi yerlesilir yoksa yeni hayatlar midir aslinda yerlesmeye calistigimiz?
Iste kafamda bu deli sorular dusunurken sunu farkettim.. Ben daha once hic yerlesmemisim ki bir yere.. Hep boyle bir ” bir arkadasa bakip cikicam ” modunda takilmisim..Hep bi sandalyenin ucunde cantam kucagimda ” yok cok oturmayim ocakta yemegim var” teyzesi gibi bakmisim.. Hayatimda hic bir evi sifirdan kendi zevkime gore dosemedim, kendime yatak almadim, arabam olmadi, hatta hic esyam olmadi desem yeri.. Bu check listlere ise zaten kafam girsin modunda yasadim hep… Ilk defa ama ikinci el ama yeni, sonucta ilk defa bir evin icine orayi yuva yapmak icin orayi guzellestirmek icin dokundum.. Ilk defa topraga dokundum, tohum attim domates versin diye, cicek ektim baktigim dokundugum yer guzel olsun diye… Ama yerlesmis oldum mu simdi ben bunlarla?.. Ote yandan hic esya ile bagim, hic mekan ile bagim yoktu ki derken yani ben zaten bir yere hic yerlesmedim ki derken sahip oldugum tek seyi atlamamaliyim.. Insanlarim… Ben sadece insanlara insanlarima yerlesmisim yillarca.. Iste benim Koklerim ailem ve arkadaslarim,dostlarimdan olusan insanlarim imis.. Yanimda belki degil ama kalbimde gittigim her yere tasidigim insanlarim yani koklerim…
Evet belki ilk kez burada bir eve yani bir mekana yerlestim diyebilirim.. Ve hayat anlaminda da Ingilizce’de settle down dedikleri tabirin diger anlami olan hayata yerlesmek, rutinlerin olmasi ( cogu zaman evlenme ile iliskilendirilir ama ben katilmiyorum) acilarindan bakinca belki biraz daha yerlestim.. Ama yeni insanlarim olmadi.. Yani yeni kokler salmadim … Koklerimi sabit tutup kanat aciyorum simdilik Avustralya semalarinda ve su an oldugum kisinin sinirlarinda.. Sonra.. Sonrasini kim bilir..
Yahu alt tarafi yerlestin mi dedik? Bir ton felsefe yaptin be kadin diyenlere cevabim.. Bilmiyorum.. Muhtemelen yerlesmedim ve belki de hic yerlesmicem ben bir yerlere, koklerime yani insanlarima sarilip kanat acicam ve havada suzulucem tipki bir yere baglanmayan konularin suzuldugu gibi.. Hem ne demis Halil Cibran:
“ Herkesin yaninda ve herkesin ugrunda olmaya geldim..”
PS: Yaziyi yazarken dinlenen sarki :