Selamlar okuyucu,
Yalnizligimizi camdaki bugulara yazdigimiz bir baska corona gununden merhabalar. Buralara ufak ufak sonbahar geldi. Agaclardaki yapraklar kendilerini uzay bosluguna birakip giderken bizler de cay, kahve kupalarimizi cift elle tutup, insanoglunun kendine ve dogaya verdigi zararin tamirinin mumkun olup olmayacagi uzerine kafa patlatmiyoruz. Evet, patlatmiyoruz. Niye boyle bir sey yapalim kendimize yav. Cayi kahveyi yapiyoruz, iciyoruz, gundelik hayatimiza devam ediyoruz.
Kettle ve poset cayla asker arkadasi olduk yeminlen. Sabah, ogle, ikindi, aksam, yatsi, hangi aralik denk gelirse. Evde kendimizle kaldik. Bir mahsur kalma, efendime soyleyeyim kotu senaryolar cizme asamasinda degiliz henuz. Evdeyiz, kettle var, cay var, sarap var, muzik var, okunmamis kitaplar var, soylenmemis sozler var. asiri doz haberlere bakip, salgin filmlerindeki karamsar hava demoklesin kilici gibi tepemizde dursa da yine de moral bozmadik. Gulcenin evde calisma seruveni hali hazirda devam ediyor. Benim ne olacagim belli degil. Devletin verecegi kararlara gore haber bekliyoruz. Yuce devletlulerimiz ne derse o.
Ben de bu bos gunleri evde kendimce belli bir plan dahilinde devam ettiriyorum. Sabah kalkis, istiklal marsi, andimiz, cay kahvalti seansi uzerine, youtubeda Socrates dergi hesabinin yaptigi yerlesik krallik programini izlemek. Bu sekilde ogleni edip, gulceyle yemek faslindan sonra gunun ikinci bolumu geliyor. Kahve ve kitap. Gectigimiz hafta can kozanoglu’nun mirgun cabas’la soylesi seklinde yazdigi “bickin ve aglak-yeni turkiyenin hikayesi” kitabini bitirdim. Yeni turkiyenin hikayesini cook gerilerden 60lar ve 70lerden baslayarak anlatiyor can kozanoglu. Cok da guzel yapiyor. Yakin tarihimize merakliysaniz tavsiye ederim. Putumayo music youtube kanalinin harika muzikleri ile sukela bir sekilde geciyor zaman kitap okurken.
Avustralya’da virusle savas tum dunyada oldugu gibi tam gaz devam ediyor. Zorunlu olmadikca evden cikmiyoruz. Market alisverisini haftada bir olacak sekilde organize ettik. Ilk hafta olayin ciddiyetini kavrayamadigimizdan mi nedir her gun gidiyorduk ama bu hafta profesyonel karantinaci olduk. Ama insanimiz israrla plajlara gitmeye calisiyor bazi bolgelerde, akil yok, akil terketmis bu bunyeleri zaten. Devletimiz sagolsun her gun yeni yardim paketleri acikliyor ama biz daha bir sey goremedik. Bi uc bes atesleseler fena olmaz.
Issizlik yardimi gibi bir fon olusturuldu. Hali hazirda zaten vardi. Ben de gecen hafta gideyim de basvurayim dedim ama cok fena bir kuyruk vardi vazgectim. Ertesi gun tekrar gittim, kuyrugun yonunu degistirmisler gormedim, sevindim aa abos diye, arabayi parkedip kosa kosa gittim. Sonra aci gercek, kuyruk bir gun oncenin tam tersi yonunde. Gotun gotun geri dondum. Sonra telefonla yapabilirsiniz dediler. Aradim ilgili kurumu. Tam 2 saat 35 dakika hatta bekledikten sonra birisi cecap verdi. Dedim haci bana bisiler atesleyecek misiniz? Dedi daha once yardim aldin mi? dedim yok. Heeee o zaman crn diye bi Numara olusturmak lazim. Dedim yapalim. Eleman benim tum bilgileri aldi, basvuruyu aldim, seni arayacaklar Numara icin dedi. Ama yogunluk var bildigin gibi, iki gun surer dedi. On gun oldu bekliyoruz. Kismfet. Isimiz ne. evdeyiz.
Sonra yeni bir paket aciklandi. Bu seferde dediler ki biz parayi sahislara degil sirketlere vericez, onlar da calisanlarina aktaracak, bu sekilde hem insanlar kendilerini hala calisir gibi hissedecek, hem isverenler faaliyetlerini surdurmese bile acik kalacaklar. Eyvallah guzel hamle. Dedik bizimkiler de yaparlar. Ama onceki gun cikti ki bu daha yasa tasarisi imis. Mecliste tartisilacak falan. Bakalim oradan bir sey cikacak mi? gordugun gibi hala para pesindeyiz okuyucu. gecen gun bir karikatur gordum. Dinazorlar havadan meteor dustugunu goruyor. Bir tanesi “olamaz ekonomi kotu etkilenecek” diyor. Ehehehehe sonunu dusunen economist olamaz ama di mi. biz de aynen oyleyiz su an.
Hayatimiz devlet yetkililerinin verdigi sayilar, yapilacak yardimlar, conserve sarmalar, kettle ve poset cay ekseninde geciyor. Sayi vermek cok acaip degil mi? gecen gun trump cikmis en az ikiyuzellibin insan olecek falan diye konusuyor. Abi ne yaptin ya. Tamam devlet yetkilileri sogukkanli olacak da o verdigin sayinin her biri bir insana tekabul ediyor. Bir hayat. Yakinlari var, sevdikleri var, sevenleri var. hayatta hepimiz dunyaca unlu degiliz ama bu dunyanin bir parcasiyiz sonucta. Oyle cat diye bir sayi olarak verilip gecistirilmek olmamali kaderimiz. En azindan trump’in verdigi sayi olmamaliyiz ki degiliz zaten.
Gecen gun burada devletin verecegi yardimlara bakiyoruz falan. Uluslararasi ogrenciler, seyahat icin gelenler dahil degil bu paketlere. Iste efendim bir kac tandigimiz avustralyali veyahut basindan birileri bunlarin da dahil edilmesini istiyor. Pektabi efendim, bence de herkes dahil olsun. Kimse kimsesiz kalmasin. Ama bunu isterken mevcut hukumeti yerin dibine sokarak yapiyorlar falan. Orada gulceyle bi gulduk. Ahh benim garip birinci dunya vatandasi insanim dedik, hic ucuncu dunya ulkesi gormediginiz icin ne kolay size adam silmek. Tamam adamlarin yaptigi dogru ama abi iste, sen dunyanin bir yerinde bunu yaparken paralel evrende halkina iban verip, yardim isteyenler var. imandan ibana giden yol. Ilginc bir calisma.
Bununla birlikte mesela hala ingilterede ligler ne olacak, nba oynanacak mi minvalinde tartismalarda surmekte. Abi bu nasil bir hirs ya. Bu da birinci dunya ulkelerinin basiret baglanmasi degil mi? sokayim premier lige, nba e. insan hayati soz konusu ama baslarinda ki kan emici adamlar hala yayin gelirleri diyor, sponsorluk diyor, spor ekonomisi diyor. Yukarda verdigim dinozor karikaturunun gunumuz versiyonu.
Hafta icinde gulce calisirken ben de arada Netflix’te takilmaya basladim. Muzik belgeselleri enc ok ilgimi cekenler oldu. Ozellikle 60lar, 70ler falan. Simdi okuyucu, oyle cok buyuk muzik kulturu olan insan degilim, hic havasini falan yapamam. Kitaplarin arkasini okuyup okumus gibi yaptigim zamanlar oldugu gibi, kulaktan dolma uc bes bilgi ile de size metallicadir, black sabbathdir falan anlatmaya calisabilirim. Iste bu cahilligi gidermek adina simdi daha cok dinleyip, izliyorum. Gecen gun bir Keith Richards belgeseli izledim mesela. Rolling Stones en sevdigim muzik gruplari arasina girer diyemem. Girmez cunku. Ama Keith Richards izlerken adama hasta oldum. Yine rolling stones dinlemem ama keith reyizle baslayan cumleler kurarim alemlerde. Yalniz kardesim ne bereketli yillarmis ya. Bir led zeppelin mesela ya. Yillardir ara ara acar dinlerim ama bu aralar fena sardim. Gecen gece gulce de rahatsiz olmasin diye olabilecek en dusuk ses ile 2 saat 15 dakika konserlerini izledim. Baba siz ne yaptiniz ya. Bi de led zeppelin benim icin yillar onceden kalan bir roll dergisidir sanki. Yeni nesil cok sanssiz bu konuda. Ne guzel dergimizdi roll be. Saman kagida en bi guzel muzik ve hayat dergisi. Bu derginin bir sayisinda giris yazisi eski bir basketbolcunun led zeppelin anisiydi. Anadolu yakasindan dolmusa binip avrupa yakasina gecerken ve donerken dinlenen zeppelin muziginden bahsediyordu bu abimiz. Cok guzel sayiydi. Attim bir yerlere galiba. Aslinda okudugum dergileri biriktirme huyum vardi. Evlenmeden once evin bir kosesine yerlere sirali olarak atardim dergileri. Arkadaslar gelip yeni sayisi var mi bunun falan diye dalga gecip alirlardi. Sonra kayboldular sanirim cogu. Uzdun be tayfun. Vallahi kendimi uzdum simdi.
Sokakta yururken yasli gorunce karsi kaldirima geciyoruz ya da onlar geciyor. Insanlar artik gozgoze bile gelmiyor. Ben de gulceye takiliyorum goz temasi ile yayiliyor mu bu virus falan diye. yeni dunya duzeni cok fena sekilde geliyor. Temas yok, temas yok diye bagiran kisi gibi olacagiz butun dunya olarak, hop hop hop temas yok, temas yok. Zaten alisverisde parasiz doneme gecilmisti, simdi hayatin her alanine yayilan bir mevzu olacak gibi. Distopik romanlarin anlattigi duzen gercek olmakta, memnun musun orwell, memnun musun Huxley? Bir film izlemistik bu konularla alakali, sonunda duvardan acilan delikten gunesi isigi ve poti kareli ortusu olan bir masa gorunuyordu. Almayin lan elimizden bunlari. Bizler duygusal insanlariz bayim, biber gazi atmaniza gerek yok diyorduk tee ne zaman.
Yeni dunya duzeni. Hastasiyim bu buyuk buyuk konusmalarin. Bunun uzerine bir ara sacmalamayi dusunuyorum. Ama simdilik ajansimiz burada sona ermekte. Can kozanoglunun kitabinda yeni donem yazarlarin ellerindeki bes-on aforizma uzerinden hikaye veya romanlar yazdigindan bahsedilmekte. Ben de simdi oyle bitireyim bari.
Bir yaprak daha yalnizligina dogru terkederken agacin dalini, sarabindan bir yudum daha aldi tayfun icsel yolculuklarin baskentine dogru giderken. cayin bugusu, teomanin muzigi birakmasi, ic cekisler…
Saglicakla kalin bozkirin tezeneleri, saglikla kalin.