ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri

selamlar okuyucu,

sarabindan ilk yudumu aldiktan sonra yuzunu burusturanlarin blogu vakitlice yayinda. cokomelli konumuz corona virusu hakkinda yaptigimiz acil yayinimiz basladi. sanki bana haber sitesi. clickbait almak icin yazi basliklarini son dakika diyerek dunyaya gonderilen alev topu fotosu ile susleyecegiz.

hala espri yapiyor malin onde gideni mi dedin sen? de ya ne olacak. uc virusluk dunya sunun surasinda. en cok umuda ihtiyac duydugumuz gunlerdeyiz. isini kaybetmeler, gelir azalmalari, yakinlarini kaybeden insanlar ve bir acil mudahale plani olarak parklardaki banklari sokturen yasli osuruklarimiz. tamam herseyin farkindayim. durum cok ciddi. ama disari cikmayin, evde kalin dedikce inatla kendini sokaga vuran dedelerimiz ve ninelelerimiz. ahh siz yok musunuz ahhh. iste sizi gordukce olay ciddiyetini kaybediyor resmen.

gun gectikce ulkelerin aldiklari onlemleri agzimiz acik izlemeye devam ediyoruz. avustralya su an tuvalet kagidi meselesini kismen asmis durumda. uzun kuyruklar sonucu da olsa bir sekilde herkes hakki olan tuvalet kagidina kavusuyor. yil oldu 2020 ucan arabalar nerede orospu cocuklari derken tuvalet kagidi basina guvenlik gorevlisi dikiliyorsa yemisim globalizasyonu, yemisim teknolojiyi.

hukumetimiz bugun itibari ile ikinci ekonomik paketini acikladi ve herkese cok para verecez dedi. zaten birinci dunya ile ucuncu dunya ulkesini ayiran sey para bence. hani sey vardi ya gecen sene turkiye ekonomik kriz yasarken, dolar almis basini gitmisken, televizyona hasbel kader cikmis bir sebek, “sak onmilyar dolar, sonra bi on milyar dolar daha, sonra bi daha, dunya saskina donsun” diye konusuyordu ya, onu diyorum. hukumetler su an sak 10 milyar, sak 300 milyar falan diye saliyolar paralari.

ama olay insanda bitiyor arkadas. tuvalet kagidi icin kavga eden insanlarin ulkesi burasi. sen turkiyede yaslilar cikmasin diye banklari sokup, parklari kapatiyorsun, dunyanin diger ucunda, sidneyde mal oglu mal kontenjanini dolduran binlerce insan hava guzel diye plaja akin ediyor. resmen halk plaja akin etti, vatandas denize giremiyor vakasi. sonuc olarak da belediye plaji dagitip, insanlari evine gonderdi. niye boyle oldu? cunku hukumet 4 metrekareye bir insan seklinde karar aldi. karara uymayanlara ceza verilecegini duyurdu. kafelerde, restoranlarda aninda duyurular asildi. ama insanimiz mal, insanimiz cahil.

bugun basbakan ekonomik paketi aciklarken konu bu sidneyde yasananlara gelince adam kendini tutarak, yani olmasini istemiyoruz boyle seyler dedi ama paralel evrende, ceketi atleti yirtarak mal ulan bunlarr malllllll diye bagirip, kosarak uzaklastigina eminim.

evet umuda en cok ihtiyac olan gunlerdeyiz. nasil bir umut? valla o konuda bir bilgim yok, ama biz serbetliyiz, 20 yildir akpyi gonderecegiz diye raki icip, siroza davet cikariyoruz. bizim umudumuz en guzeli ya. her secimden sonra yok aga bitti diyip, bir sonrakinde tekrar ortaya cikan cinsten. caya, sigaraya, rakiya, baliga siirler yazdiran bir umut. ama hic virus derdimiz olmadi ki hayatta, biz hep siyaset. oglum, saruman gibi ustumuze coken prezidint erdogan bile “yav cikmayin su amina kodumun sokagina” diye bagirabilir her an. o bile yola geldi, ortak noktada bulusuyor dunyayla.

iste bu hislerle sabah uyanip demligin altini atesledim. ne de olsa gunlerden pazar. hava kapali. ey sevgili, en sevgili uyumakta, belkide uyku numarasiyla kahvalti beklemekte. demlikte cay demleyince sair olurum ben. biyiklarim sararir sigaradan, icmedigim halde. ah muhsin’in dedigi gibi, aynadan gelirim sana aynadan.

evde hazirlanan kahvaltinin tadi bir baska. umudun resmi. iste hayat yine akip gidiyor, iste hayat yine de yasaniyor diyor ya ilhan irem. sahi bi ilhan irem vardi noldu ona? yani okuyucu ne bilim ya. her yerde virus, her yerde ic karartici haberler. ama son nefese dek devam ediyorsa yasam, yine de gulebilmeliyiz sanki. bugunler gecip de es dostla hazirlanacak o buyuk masanin hayalini kurarak bile gulumseyebiliyor insan. hani o herkesin birbiriyle konusup, guldugu, zor zamanlarin atladildigi bir kusturica filminin sahnesi gibi. bahcede uzatma kablolu ampullerin altinda, yemeklerin birlikte yapilip, masaya birlikte tasindigi, zeytinin, peynirin ve hatta domatesin kekikle ve zeytinyagi ile bulustugu, sarabin sanki daha once hic icilmemis gibi icildigi, arkada ne kavgalar donse de, herkesin bir anligina mutlu oldugu o guzel masadan bahsediyorum.

biliyorum zor is. ama inan gececek okuyucu. cunku hayat boyle iste. ta o ilk elmanin yendigi ya da big bang’in oldugu gunden beri boyle. en azindan sansliyiz, netflix, spotify, youtube, playstation falan var. hatta issizlik maasi bile var sansliysan. gunlerdir dikkat ediyorum sosyal medyada, salgin filmleri tavsiye etme furyasi baslamis. ulan zaten salginin icindeyiz bre mal. daha nesini izleyeyim, gercegi kapinin onunde, camin disinda, bir hapsiriga, bir tiksiraga bakiyor. buna istinaden biz de eglenceli seylere yoneldik. morali yuksek tutmak, kuyrugu dik tutmak lazim.

icinden nasilsa sizin tuzunuz kuru deme okuyucu. biz hep boyleydik. bir umudum sende diyen ahmed arifin dizeleriydik. hadi goge bakalim diyen turgut uyarin misralariydik.

bizde komik ve eglenceli bir yasam alani kurduk kendimize. netflixde komedyen izleyerek basladik. marc maron adli bir sahsiyete denk geldik. kominsky method diye bir dizi var. o dizide ki mizahin stand up haline gelmis sekli diyebiliriz. gulmekten yerlere yatirmiyor ama hep bir tebessumle kaliyorsun.

the blues brothers izledik mesela. yillardir sagda solda gorurum, duyarim. ama hic izlememistim. ne de iyi yapmisim. dun aksam izledik ve cok gulduk, cok eglendik, kalktik oynadik.

youtubda muzik dinlerken aniden karsima putumaya present diye bir sey cikti gecenlerden. dunya muziklerini album yapan bir sirket. sahibi zamaninda kolombiyaya gitmis, putumayo orada bir nehirmis, o ismi cok sevmis ve sirketine bu ismi vermis. acaip guzel album kapaklari var. ac buyuk ekranda muzikleri dinlerken, album kapaklarina dal git oyle guzel.

ya iste corona gunleri boyle okuyucu. issizlik, evden calisma, market kovalamacalari, endise, kapanan sinirlar, ailenle gorusememe korkusu, arkadaslarindan ayri kalma hissiyati vesaire. liste uzar gider. eger kotuluge odaklanacaksak en cok biz biliriz, biz. ama iste yapmayalim. o guzel masanin hatrina ayakta kalalim. bu aslinda kendimize dustugumuz bir not. kendimize nasil insanlar oldugumuzu hatirlatma metni. eski ahitten alinti degil, yepisyeni kendi ahdimiz, hatta akdimiz.

hani diyordu ya sair “ankara’ya usul usul karbonmonoksit yagiyordu ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri” siz siz olun karbonmonksit yagmasini beklemeyin yeniden, kapali mekanlarda sevismeye devam edin, #evdekal

saglicakla kalin bozkirin tezeneleri. saglikla kalin. cav bella.

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s